Bu hafta bazı nedenlerden dolayı derse katılamadığım için sadece bölüm özetlerini yazabildim.
BÖLÜM-3 ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNİN TÜRKİYE TARİHİNE BİR BAKIŞ
Öğretim teknolojisi alanının dünyadaki gelişimine bakıldığında 1920’li yıllarda görsel öğretim terimiyle başlayan ilk tanımların, 1940’lı yıllarda görsel-işitsel öğretim ya da görsel-işitsel iletişim gibi tanımlarla devam ettiği, 1960’lı ve 1970’li yıllardan itibaren ise öğretim süreç ve tasarım boyutlarını da ele alarak alanın ilk tanımlarının yapıldığı görülmektedir. 1920-35 yılları arasında tanzimat ile başlayan eğitim ve öğretim faaliyetlerinin devletin devamlılığında önemli olduğu bilinci, yeni türk devletinin kuruluş yıllarında da devam etmiştir. Bu dönemin eğitim politikalarına genellikle millilik, medenilik, laiklik ve batılılık hakim olmuştur. Maarif kongresi, tevhid-i tedrisat kanunu, latin harflerin kabulüyle alfabe değişikliği ve karma eğitim gerçekleşmiştir. 1926 yılında okul müzeleri kurulmuştur. 1935-1950 li yıllar arası eğitim ve kültür alanında son derece hareketli bir görüntü vardır. 1935 yılından itibaren eğitim sisteminde en çok hedeflenen ilke, kültürlü insan yetiştirmek olmuştur. Köy enstitüleri kurulmuştur.(1940-1954) 1950-1984 yılları arasında eğitim bilimlerindeki gelişmeler Avrupa dan çıkıp ABD’deki görüş ve uygulamaların etkisine girmiştir. Radyo eğitimde kullanılmaya başlandı. Bu dönemde öğretim teknolojilerine verilen önem artmaya başlamış; bu bağlamda kullanılan araç gereçlerin temini üzerinde durulmuş ve buna yönelik teşkilatlanmalara gidilmiştir. 1964 yılında ilk kez üniversitelerde bilgisayar kullanılmaya başlanmıştır. İTÜ bünyesinde “Elektronik ve Hesap Bilimleri Enstitüsü” adı altında ilk bilgi işlem merkezi açılmış ve bu merkezde üniversiteler arası giriş sınavları değerlendirme işlemleri yapılmıştır. Ortaya çıkan görüş ve öneriler doğrultusunda Türk milli eğiti sistemine yön vermek amacıyla bu dönemde 11 defa milli eğitim şurası toplanmıştır.BÖLÜM-4 TÜRKİYE'DE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNİN GELİŞİMİ
Öğretim teknolojisi alanının dünyadaki gelişimine
bakıldığında 1920’li yıllarda görsel öğretim terimiyle başlayan ilk tanımların,
1940’lı yıllarda görsel-işitsel öğretim ya da görsel-işitsel iletişim gibi tanımlarla
devam ettiği, 1960’lı ve 1970’li yıllardan itibaren ise öğretim süreç ve
tasarım boyutlarını da ele alarak alanın ilk tanımlarının yapıldığı
görülmektedir. 1920-35 yılları arasında tanzimat ile başlayan eğitim ve öğretim
faaliyetlerinin devletin devamlılığında önemli olduğu bilinci, yeni türk
devletinin kuruluş yıllarında da devam etmiştir. Bu dönemin eğitim
politikalarına genellikle millilik, medenilik, laiklik ve batılılık hakim
olmuştur. Maarif kongresi, tevhid-i tedrisat kanunu, latin harflerin kabulüyle alfabe
değişikliği ve karma eğitim gerçekleşmiştir. 1926 yılında okul müzeleri
kurulmuştur. 1935-1950 li yıllar arası eğitim ve kültür alanında son derece
hareketli bir görüntü vardır. 1935
yılından itibaren eğitim sisteminde en çok hedeflenen ilke, kültürlü insan
yetiştirmek olmuştur. Köy enstitüleri kurulmuştur.(1940-1954) 1950-1984 yılları arasında eğitim bilimlerindeki
gelişmeler Avrupa dan çıkıp ABD’deki görüş ve uygulamaların etkisine girmiştir.
Radyo eğitimde kullanılmaya başlandı. Bu
dönemde öğretim teknolojilerine verilen önem artmaya başlamış; bu bağlamda
kullanılan araç gereçlerin temini üzerinde durulmuş ve buna yönelik
teşkilatlanmalara gidilmiştir. 1964 yılında ilk kez üniversitelerde bilgisayar
kullanılmaya başlanmıştır. İTÜ bünyesinde “Elektronik ve Hesap Bilimleri
Enstitüsü” adı altında ilk bilgi işlem merkezi açılmış ve bu merkezde üniversiteler arası giriş sınavları
değerlendirme işlemleri yapılmıştır. Ortaya çıkan görüş ve öneriler
doğrultusunda Türk milli eğitim sistemine yön vermek amacıyla bu dönemde 11 defa
milli eğitim şurası toplanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder